Her Zaman Haklı Olduklarını Düşünen İnsanlarla Başa Çıkmanın 5 Yolu

Yeni araştırmalar her zaman haklı olmaya ihtiyaç duyan insanlarla nasıl başa çıkılacağını göstermektedir.

Susan Krauss Whitbourne Ph.D.

 

Her zaman haklı olmakta ısrar eden insanlarla olan ilişkileriniz, özellikle de onlarla uğraşmaktan kaçışınız olmadığında zorlayıcı olabilir. Belki de siz tamamen yanlış olduğunu bilseniz bile, kendi bakış açısını sürekli olarak ileri süren bir akrabanız vardır. Ya sizi argümanlarıyla yıpratmaya çalışabilir ya da herkesin önünde size hayatınızı nasıl yaşamanız gerektiğini söyler. Saç stilinizi değiştirmeyi düşünüyorsunuzdur ve siz uzun kaküllerinizi genel görünümünüzün bir parçası olarak tutmayı istemenize rağmen o mutlaka kısaltmanız gerektiğinde ısrar etmektedir. Size, en ince ve can sıkıcı bir ayrıntıda, uzatması sizin için çok uzun sürmüş olan on beş santimden kurtulmanızın daha iyi olacağını açıklamaya devam etmektedir. Bu durumu sakinliğinizi kaybetmeden, ama hala kendi konumunuzu koruyarak nasıl yönetebilirsiniz?

Duygusal zeka ve kişilik bozuklukları ile ilgili yeni araştırmalar, belli tip özelliklere sahip insanların, aşırı kontrol etme dürtülerini dizginlemek için gerekli kişilerarası farkındalıktan yoksun olma olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir. Fairleigh Dickinson’s Marta Krajniak ve arkadaşları (2018), birinci sınıf öğrencilerinden seçtiği örneklemi ile, üniversite intibakını öngören kişilik faktörlerini incelemek amacıyla, kişilik bozukluğu belirtileri ile duygusal zeka arasındaki ilişki üzerine bir anket çalışması gerçekleştirmişlerdir. Araştırmaları özellikle üniversite uyumu ile ilgili konulara odaklanmış olsa da bulguları, kendi dünya görüşleriyle herkesi domine etmeye çalışan insanların kendileri de dahil olmak üzere herkes için hayatı zorlaştırabileceği yollarla ilgili ilgi çekici öneriler sunmaktadır.

Fairleigh Dickinson araştırma ekibi, duygusal zekayı bir özellik veya kalıcı bir eğilim olarak değerlendirmek için standart ölçüler kullandı. Bu nedenle, duygusal zekayı “bireyin kendi ve diğerlerindeki duygu yüklü bilgiyi deneyimleme, işleme, anlama, düzenleme ve muhakeme etme becerisi” olarak tanımladılar. Başka bir deyişle, duygusal zekası yüksek insanlar, kendi yollarında gitmekte ısrar etmekten ziyade, davranışlarını birlikte oldukları insanlara göre ayarlayabilmelidir. Sabit fikirli akrabanız, bu çerçevede, düşük duygusal zekaya sahip bir kişi olabilir çünkü sizin bakış açınızı fark edemez ve saygı duyamaz.

Yazarlar, duygusal zekası yüksek üniversite öğrencilerinin, üniversiteye daha iyi uyum sağlamaları gerektiğini öne sürmektedir. Ancak, aynı zamanda kişilik bozukluğu patolojisi de yüksekse, bu süreçte engelleneceklerdir. Kişilik bozukluğu olan bireylerin “yorumlarında ve durumlara tepkilerinde esnek olmadıklarını” belirtiyorlar. Ancak, kişilik bozukluğu olan kişiler duygusal zekada yüksekse, kendi yıkıcı kişilik özelliklerinin yarattığı zorlukların üstesinden gelebilirler. Bu durumda, kişilik bozukluğu olan bireyler kolej uyum zorlukları ile karşı karşıya olsalar da sağlıklı bir duygusal zeka düzeyini korumayı başarırlarsa, bu sorunlar iyileştirilebilir.

Bir kişilik bozukluğuna sahip olmanın, kişilerarası duyarlılık düzeyinin yüksek olmasının tamamen .nüne geçeceğini düşünebilirsiniz. Ancak anti-sosyal kişilik bozukluğu olan bir bireyin diğer insanların ne düşündüğünü ve hissettiğini algılamasını ve bunları bu temelde manipüle edebilmesini düşünün. Benzer şekilde, paranoyak kişilik bozukluğu özelliklerinin yüksek olduğu bir kişi, kendilerinden yararlanmaya çalışacağına inandıkları insanların motivasyonlarına ve duygularına fazlasıyla uyum sağlamış olabilir.

Modeli test etmek için, Krajniak ve meslektaşları önce kişilik bozukluğu ölçeği puanları ile duygusal zekanın özellik ölçütü arasındaki ilişkiyi incelediler. Duygusal zekânın üniter bir yapı olmadığını kabul ederek, katılımcıları genel benlik saygısı, dürtüsellik, ilişki becerileri ve sosyalliği temel alan dört ayrı duygusal zeka faktörü üzerinde değerlendirdiler.

Bulgular, 246 birinci sınıf öğrencisi (yüzde 74 kadın) arasında, kişilik bozukluğu ölçek puanlarının neredeyse hepsinin duygusal zeka ile negatif ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Şaşırtıcı bir şekilde, duygusal zeka kişilik bozukluğu puanları ile kolej uyumunun sonuç ölçütü arasındaki ilişkiyi etkilemede hiçbir rol oynamamıştır. Veriler içinde belirli kişilik bozukluğuna ve özgül duygusal zeka faktörüne dayalı olarak bazı farklılıklar vardı. Bununla birlikte ortaya çıkan genel tablo, kişilik bozukluğu özelliklerinde yüksek olan insanların daha zayıf duygusal zekaya sahip olmalarıdır. Başkalarının duygularını okuyabilme yeteneğine sahip olan anti-sosyal tipte bile, yüksek düzeyde dürtüsellikten kaynaklanan düşüşler yaşanabilir.

Her zaman haklı olduklarını düşünen ve size bunu söylemekle ilgili bir sorunları olmayan insanlarla başa çıkma sorununa dönersek, Fairleigh Dickson çalışma sonuçları, düşük duygusal zekalarının en azından kısmen bir veya iki kişilik bozukluğu ile ilişkili olabileceğini öne sürmektedir. Bu nedenle, onlarla sonsuz tartışmaların içine girmek amaca zarar veren bir sonuç doğurmazsa, en azından büyük ihtimalle sinir bozucu olacaktır.

İşte o zaman, bu zorlayıcı davranış hayatınızı perişan hale getirdiğinde kendi duygularınızı düzenlemenize yardımcı olacak ipuçları:

1. Kişinin kişilik bozukluğunu teşhis etmek için çok fazla uğraşmayın.

Sadece bir narsistin hayatı kendi bakış açısıyla göreceğine inanabilirsiniz, bu yüzden tartışmacı kişi bu ben-merkezli ve bencil özelliklere sahip olmalıdır. Krajniak ve arkadaşlarının çalışmalarına göre, bireyin diğer kişilik bozukluğu özellikleri yüksek olabileceği gibi, ilişkiler mükemmel olmadığı için kişinin hiçbir kişilik bozukluğuna sahip olmayabileceği de olasıdır.

2. Bireyin davranışının düşük duygusal zekadan kaynaklandığını kabul edin.

Kişilerarası ilişkilerde duygusal zekânın rolünü anlamak, bu becerisi eksik olan insanlarla başa çıkmanın ilk adımıdır. Bu tanıma ile, kişiye ne hissettiğinizi ifade etmekte duygusal hassasiyeti daha yüksek bir kişi ile olduğunuzdan daha fazla (veya tercih ettiğinizden daha fazla) açık olmanız gerekebileceğini görebilirsiniz.

3. Kafanız karışmasın.

Sürekli muhalefet karşısında kendi bakış açılarınızı ve tercihlerinizi savunmak zorunda olmak kesinlikle çileden çıkarıcıdır. Bununla birlikte, kendi tepkilerinizi kontrol ederek duygusal olarak zeki olabileceğinizi gösterirseniz, gelecekte bu kişinin takip etmesi için iyi bir örnek oluşturabilirsiniz.

4. Diğer kişinin kusurlu olduğu sonucuna varmadan önce aynayı  kendinize tutun.

Sürekli olarak kendilerinin haklı ve sizin yanlış olduğunuzu göstermeye çalışan insanlar doğal olarak sizi savunmacı hissettirir. Yine de duymakta olduğunuz şeylerde bir gerçek tohumu olması mümkündür, o yüzden, belki de değişmesi gereken kişinin siz olup olmadığına karar vermeye çalışın.

5. İletişim hatlarını açık tutun.

Sürekli olarak kendinizi yetersiz hissettirmeye çalışan biriyle birlikte olmak eğlenceli değildir; dolayısıyla, o kişiden tamamen uzak durmaya karar verebilirsiniz. Ancak, bir seçeneğiniz olmayabilir. Geniş ailenizin bir parçası, iş arkadaşınız veya komşunuz olduklarında bu tür kişilerle ortak bir zemin bulmaya çalışın. Kendinizi, yapabileceğinizi düşündüğünüzden daha sık aynı fikirde buluşur bulmanız mümkündür. Her zaman haklı olduklarını düşünen ve bunu size söylemekte tereddütleri olmayan kişiler, en büyük kişilerarası meydan okumalarınızdan bazılarını sağlayabilirler. Onlarla başa çıkmayı öğrenirken, kendi duygusal zekanız ve tamamlanmanız büyüyebilir ve derinleşebilir.

Orjinal makale: https://www.psychologytoday.com/intl/blog/fulfillment-any-age/201807/5-wayshandle-people-who-always-think-they-re-right