İş Yerinde Güven Nasıl İnşa Edilir? Sizin İş Arkadaşlarınıza Güveniniz Ne Kadar?

İş yerinde güven bizim için ne ifade ediyor? Güven duyduğumuz bir çalışma ortamında olduğumuzu nasıl anlarız? İş arkadaşlarımıza veya yöneticilerimize güvenmediğimizi düşündüğümüzde, bunun nedenlerini açıkça değerlendirmek zor olabilir. Çoğu zaman, güvensizlikten şikayet etmek bir çözüm gibi görünebilir; ancak öncelikle kendi davranışlarımızı gözden geçirip özeleştiri yapmamız kritik bir adımdır. Kendi güvenilirliğimizi ölçmek ve bunu geliştirmek için adım atmak, iş yerindeki güven ortamını güçlendirmemize yardımcı olur.

Bu noktada Duygusal Zeka (EQ) devreye girer; EQ geliştirmek sadece bireysel farkındalığımızı artırmakla kalmaz, aynı zamanda iş yerindeki ilişkilerimizi daha derinlemesine anlamamıza olanak tanır. Duygusal zekamızı kullanarak kendimizin ve başkalarının duygularını doğru şekilde algılayıp değerlendirebilir, böylece güven bağlarını daha sağlam hale getirebiliriz. Güven kazanmak için gereken empatiyi kurmak, sağlıklı bir iş ilişkisi yaratmanın temelidir.

Charles Feltman’ın kitabında iş yerindeki güveni dört ana başlık altında incelemesi bize bu konuda bir yol haritası sunuyor:

  1. Özen (Care): İş arkadaşınızın sizin ya da takımın çıkarlarını düşündüğüne inanmak. Eğer bu güven eksikse, kişinin eylemlerinin altında yatan sebeplerin sadece kendine yönelik olduğunu düşünebilirsiniz.
  2. Dürüstlük (Sincerity): Karşınızdaki kişinin samimi ve tutarlı olduğunu hissetmek. Eğer farklı insanlara farklı söylemlerle yaklaşıyorsa, dürüstlüğüne olan güveniniz sarsılabilir.
  3. Güvenilirlik (Reliability): Kişinin verdiği sözleri tutacağına inanmak. Eğer samimi ve özenli görünse bile taahhütlerini yerine getirmeyen biri varsa, güvenilirlik açısından eksiklik olabilir.
  4. Yetkinlik (Competence): İşin gerektirdiği bilgi ve beceriye sahip olup olmadığına inanmak. İyi niyetli olsa bile, eğer yeterli donanıma sahip değilse bu durum güveni sarsabilir.

Bu türleri bilmek, birine sadece “güvenmiyorum” demek yerine, güven eksikliğinin kaynağını belirlememize ve çözüm odaklı bir yaklaşım geliştirmemize olanak tanır. Bu sayede yapıcı bir diyalog kurabilir ve güven eksikliğini çözmek için sağlam adımlar atabiliriz.

Duygusal Zeka ve Güvenin İş Yerindeki Rolü

Güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak, yalnızca kendimizi anlamakla değil; başkalarını da duygusal olarak anlamakla mümkündür. EQ’muzu geliştirmek, başkalarının duygularını ve bakış açılarını anlamamıza yardımcı olur, böylece iş ortamındaki güven eksikliklerinin üstesinden daha kolay gelebiliriz. Bu bağlamda, özgünlük ve şeffaflık üzerine kurulu bir iş ilişkisi, hem bireysel güvenimizi artırır hem de iş arkadaşlarımızla sağlam bir bağ kurmamıza yardımcı olur.

Uzaktan çalışmanın yaygınlaştığı bu dönemde, ekiplerde güven duygusunun artmasının verimlilik üzerindeki etkileri de oldukça belirgindir. Yüz yüze iletişimin sınırlı olduğu sanal çalışma ortamlarında güven eksikliği, çalışanların iş performansını ve bağlılığını olumsuz etkileyebilir. Araştırmalar, güven düzeyi yüksek iş yerlerinde çalışanların daha az stres yaşadığını, daha mutlu olduğunu ve kendini daha değerli hissettiğini göstermektedir.

Özetle, iş yerinde güveni inşa etmek için hem özeleştiri yapmalı hem de duygusal zekamızı kullanarak ilişkilere daha derin bir anlam kazandırmalıyız. Güvenli bir çalışma ortamı yaratmak, sadece bireysel mutluluğumuzu artırmakla kalmaz; iş birliği, verimlilik ve uzun vadeli başarıyı da beraberinde getirir.

Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/mindful-professional-development/202408/four-types-of-trust-at-work