İşyerinde kendinizi mutsuz, stresli veya perişan hissediyorsanız, yalnız değilsiniz. Zameena Mejia
Amerikalı çalışanların yarısından fazlası, işyerinde kendilerini bağlı
veya tatmin hissetmediklerini söylerken, Gallup’un 2017 Amerikan İşyeri Durumu’na göre,
yüzde 16’sı tam olarak perişan olduklarını söylüyor. Bu, sonuç olarak,
en bağlı çalışanların çalışmalarını ve çabalarını boşa çıkarmaktadır.
Ne yazık ki, işyerindeki mutsuzluğunuz hem profesyonel hem de kişisel
kariyerinizde bir bedele sebep olmaktadır. Fortune 500 şirket liderliği
danışmanı Annie McKee “İşyerinde Nasıl Mutlu Olunur?” isimli son
kitabında ” Bağlantısız, tatminsiz ve tamamlanmamış hissettiğimizde
ailelerimiz ve arkadaşlarımız acı çeker.” demektedir.
McKee, Pennsylvania Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora
adaylarına liderlik ve duygusal zeka öğretmektedir ve yıllarını
duyguların, ruh hallerinin ve eylemlerin insanların deneyimlerini ve
başarılarını nasıl etkilediğini araştırmaya vermiştir.
İşyerinde müdürünüzden korktuğunuz veya iş arkadaşlarınıza kızdığınız
çok stresli bir gününüzde, büyük olasılıkla kapanırsınız. Küskün ve
küçümseyen bir tavırda olursunuz ve yaratıcı kıvılcım ve enerjinizi
kaybedersiniz.
McKee, “Durum kabul edilemez. Çoğumuz günde sekiz saatten fazla
çalışıyoruz.” “Bu, eğer işyerinde mutsuz isek hayatımızın ü.te birinden
fazlasında mutsuz olduğumuz anlamına gelir.” diye yazar.
McKee’nin söylediğine göre, sürekli bu yıkıcı duygularla yüz yüze
olduğunuz bir ortamda çalıştığınızda, bu duygular “muhakeme,
adaptasyon ve hacıyatmazlık becerilerinize etki ederler” ve sizi dikkati
dağılmış ve etkisiz hale getirirler.
Dahası, bu olumsuz duygu daha uzun sürerse, McKee “mutluluğa geri
d.nüş yolunu bulamayacağımız bir duruma kaydığımızı ve bir zamanlar
olduğu kadar etkili olmadığımızı” savunmaktadır.
Ve söylemese bile, işvereniniz de mutluluğunuzun acısını hisseder:
McKee, mutlu ve bağlı çalışanlara sahip şirketler rakiplerine göre
yüzde 20 oranında daha iyi performans göstermektedirler, diye yazar.
Duygularınızı ofiste bırakmaya çalışsanız da, McKee “duyguların
bulaşıcı” olduğuna dikkat çekiyor. “Duygularımızın, başkalarının nasıl
hissettiği ve beyinlerinin ne ölçüde işe yaradığı üzerinde bir etkisi
vardır” diye yazar. McKee’nin belirttiği gibi, “içten içe yanan stres, öfke
ve diğer olumsuz duygular bizi gerçekten öldürebilir”, ancak işinizde
mutluluğunuzu arttırmanın yolları vardır.
McKee, “Çalışmamızın anlamı olduğunda, geleceğin cazip bir
görüntüsünü gördüğümüzde ve güçlü, sıcak ilişkilere sahip
olduğumuzda, elimizden gelenin en iyisini yapmak için duygusal,
entelektüel ve fiziksel olarak donanımlı oluruz” diye yazar.
İşte McKee’nin işinizde mutluluğunuzu ve esenliğinizi geliştirmek için
takip edebileceğiniz üç önerisi.
1. İş yerinde mutlu olmanın sizin için nasıl görüneceğini bulun
McKee, mutluluğu, “anlamlı bir amaca ait tutkuyla beslenen günlük
faaliyetlerden derin ve kalıcı keyif alma hali, geleceğin ve gerçek
dostluğun umutlu bir görünümü” olarak tanımlamaktadır. O,
mutluluğun basit bir şekilde yalıtılmış anlarda iyi hissetmek değil,
diğer tutum ve davranışlar arasında süregiden neşe, umut, heyecan,
empati, fedakarlık ve genel refah deneyimleri olduğunu belirtir. McKee,
“Mutluluğun herkes için mümkün olduğu, mutluluğun bir insan hakkı
olduğu inancındayım.” diye yazar.
2.Amacınızı arayın
İster işiniz sizin görev aşkınız gibi hissedin, ister sadece işleri yoluna
koymanın bir yolu olsun, bir amaç duygusuna sahip olmanın bir çok
faydası vardır. McKee, “Bir amaç duygusuyla hareket ettiğimiz, iyimser
hissettiğimiz ve meslektaşlarımızla birlikte olmaktan keyif aldığımızda,
bilgi, deneyim ve duygusal zekamıza daha iyi erişebiliriz.” Beynimiz iyi
hissettiğimizde daha iyi çalışır, diye ekler. McKee’ye göre, “Yeni fikirlere
daha açık olabilir ve sezgilerden daha kolay yararlanabiliriz. Bilgiyi
daha hızlı ve daha kapsamlı bir şekilde işleyebiliriz, yaratıcı olabilir ve
kendimizden farklı olan insanlarla geçinebilir oluruz.”
3.Karamsarlıktan kurtulun
İş yerinde depresif olmak, yalnızca kendi yapabileceklerinize değil, aynı
zamanda tüm ekibinizin bir birim olarak başarabileceklerine de bir sınır
koymaktadır. McKee, “İyimserlik, hedefleri gerçekleştirmek için gereken
enerjiyi ateşlerken, kötümserlik denemeden pes etmemize neden olur”
diye yazar. İyimserliği desteklemek için, McKee günün sonunda nelerin
iyi gittiği üzerine düşünmek için zaman ayırmanızı önerir. “Kendinizi,
yapamadığınız veya iyi gitmeyen işleri düşünürken yakaladığınızda,
bunun yerine öğrendikleriniz, başkaları üzerinde yaptığınız olumlu etki
ve gurur duyduğunuz bir şey için teşekkür edin” der. Gününüz iyi
gitmiyorsa, gelecek hakkında iyimser hissettiğiniz bir zamanı
hatırlayabilirsiniz.
McKee, “İşyerinde kullandığınız güçlü yönleri düşünün, bunları aklınız,
bedeniniz, kalbiniz ve ruhunuz açısından değerlendirin, hedeflerinize
ulaşmakta sizi nasıl desteklediklerini düşünün” der. Şöyle ekler: “Umut
ve merhametle karakterize olan olumlu duygular ve zihnin durumu,
yankılanan bir iklim, herkesin kendini gerçekleştirebileceği ve etkili
olabileceği bir ortam yaratır.”