İş Yaşamında Yöneticilik Değişiyor!

Dünyadaki tüm dengeleri değiştiren pandemi elbette yöneticiliğin de dinamiklerinde değişimlere neden oldu. Salgın sonrasında yöneticilerin işi hiç olmadığı kadar zorlaştı.

Yöneticilik pozisyonu iş yükü ve sorumlulukları bakımından zor olduğu kadar çalışan yönetimi ve insan ilişkileri bakımından da eskisinden daha çok çaba gerektiriyor. Kendilerinin, çalışanlarının ve şirketlerinin değerlerini korumaya çalışan yöneticiler aynı zamanda belirsizlik, düzensizlik gibi elde olmayan pek çok olumsuzlukla mücadele etmek zorunda kaldılar.

Özellikle pandemiden sonra değişen şirket ve çalışan ihtiyaçlarına uyum sağlamak, dengeyi yakalamak ve çalışanlarına destek olmak, tüm yöneticilerin sahip olması gereken bazı yetkinlikler ve stratejiler gerektirdiği net bir şekilde görüldü.

Çalışanlar, kendilerini daha iyi tanıyan ve anlayan, hatalarını kabul eden, samimi ve açık iletişime sahip, stresini iyi yönetebilen, motivasyonlarını yükselten ve onların potansiyelini ortaya çıkarmak için çabalayan yöneticiler istiyor.

Liderler için işin geleceğini öngörebilmek, değişim hızını göz önünde bulundurmak ve bunun için hazırlık yapmak oldukça önemlidir. Ancak aynı zamanda çoğu zaman en belirsiz ve zor kısımdır. Liderlere sorulduğunda sadece %35’i değişimi yönetmede etkili ve başarılı olduklarını söyledi. (Global Leadership Forecast 2021)

Yöneticilerin üstlendiği bu ekstra sorumluluklar ve stresi doğru bir şekilde yönetebilmeleri her zamankinden daha önemli.Bütün bu beklentilere cevap verecek yöneticiler cephesinde ise önemli bir destek ihtiyacı ortaya çıktı.Bu sebeplesalgın sonrasında dünyanın birçok yerinde yaygınlaşan, kişiselleştirilmiş yöneticilik gelişimi programları, ülkemizde de kurucular ve üst düzey yöneticiler tarafından ilgi görüyor.

Yöneticiler ne yapmalı?

İş başarısının yanı sıra kendi yaşam dengesini kurabilen, işte sergilediği davranışların altındaki döngüleri yakalayabilen, varoluşsal ve gelişimsel blokajları farkına vararak bunları geliştirmeye açık olan yöneticiler ekiplerini daha güçlü yönetebiliyor ve dolayısıyla kurumlarına katkı sağlıyor.

Yöneticilerin kendilerini stresten ve baskıdan uzak tutabilmeleri çok önemli. Bunun için kendilerine özel motivasyon teknikleri geliştirebilirler. Liderlik bir işi iyi yapıp iş ile ilgili sorumluluk almaktan çok daha fazlasıdır. Ünlü Psikolog ve Davranış Bilimleri Uzmanı Daniel Goleman, “IQ ve teknik beceriler önemlidir, ancak duygusal zeka liderliğin olmazsa olmazıdır.” der. Dolayısıyla yöneticiler öncelikle iletişim becerilerini, duygu yönetimini geliştirmeye odaklanmalıdır.

Yöneticilerin bu kadar fazla şeyi birlikte ve doğru bir şekilde yürütmeleri için bu zamana kadar olduğundan daha farklı daha özel bir desteğe ihtiyaçları var. Kendilerini daha iyi tanımaları ve eksik yönlerini görüp kabul ederek bunlar üzerine çalışabilecekleri özel bir alanın oluşturulması liderler için en etkili gelişim yöntemlerinden birisi. Bu sebeple kişiselleştirilmiş birebir seanslar yöneticiler için bu açığı karşılayabiliyor.

Öğretim Görevlisi Endüstri ve Örgüt Psikoloğu, bcc Turkey Kurucusu Banu Koç Çakan, iş yaşamında hem kendisi hem de ekiplerini başarı ve doyuma taşıyacak tüm becerilere sahip olmanın çıktıs,ı duygusal zekası yüksek yöneticiler bugünden sonra şirketler için lüks değil bir zorunluluk diyor ve ekliyor: “Salgın sonrasında kişiselleştirilmiş programlar olan birebir yöneticilik, liderlik seanslarına talep olduğunu görüyor, gerçekleştirdiğimiz programlarla ilgili çokça olumlu geri bildirimler alıyoruz.

Bu programlara katılan yöneticiler ise seansları oldukça aydınlatıcı, rahatlatıcı ve faydalı bulduklarını iletiyorlar. Kurumlar da yöneticilerin gelişimlerine ve doğal olarak kendi verimliliklerine sağladıkları faydayla onlar için önemli bir kaldıraç görevi görmeye devam edecekler gibi görünüyor.”

Subscribe
Bildir

0 Yorumunuz
Inline Feedbacks
Tüm Yorumları Göster