Mark Murphy
En son yayınlanan “İşyerinde Duygularınızı Taklit Etmek Zorunda Hissediyorsanız, Araştırmalar Muhtemelen Mutsuz Olacağınızı Gösteriyor” isimli Forbes makalemi görmüş olabilirsiniz. [1]
“İşiniz Yüksek veya Düşük Duygusal Zeka mı Gerektiriyor?” isimli çevrimiçi testten gelen verileri analiz ettikten sonra, insanların% 51’inin işyerinde Her Zaman ya da işinizi sevme ihtimaliniz %32 daha fazla demektir. Şimdi, gerçek şu ki hepimiz zaman zaman ‘numara’ yapmak zorunda kalırız. Kötü bir ruh halinde iken önemli bir toplantımız olduğunda, hepimiz sahte bir gülümseme ile mutlu bir yüz takınırız. Ancak sürekli taklit yapıyorsak, her gün ayna .nünde bir motivasyon konuşması gerekiyorsa, tükenmeyi neredeyse tamamen garantiliyoruz demektir ve sadece tükenmişlik yaşamanın da ötesinde, meslektaşlarımız ve yöneticilerimiz sürekli olarak olumsuz ve mutsuz olan biriyle çalışmak istemediği için kariyerimiz de zarar görecektir.
Neyse ki, hayatı biraz daha iyi hale getirebilecek bir hile var. Günde 10
saat boyunca yüzünüze zorlama bir gülümseme oturtmaya çalışmak
yerine çevrenizdekilerin, özellikle de yöneticinizin gönlünü okşamayı
deneyin.
İltifat ederek gönül okşamak gerçekten işe yarar. Etkili bir yoldur.
İnsanlara güzel şeyler söylemek ilişki kurmanın gerçekten iyi bir
yoludur (tek yol değildir, ancak yararlı bir araçtır). Büyük satışçılar bunu
bilirler. Bir şeyler satmanıza yardım ettiğini bildikleri için iltifat etmeyi
iletişim becerilerinin bir parçası haline getirirler. Mükemmel
sunumcular bunu bilirler. İzleyicileri kazanmak için iletişim
becerilerinden biri olarak gönül okşamayı kullanırlar. Siz de iltifatı
iletişim becerilerinizin bir parçası haline getirmelisiniz.
Ancak, etkili olan gönül okşayıcılık ile samimiyetsiz ve kandırmaca gibi
görünen dalkavukluk arasında ince bir çizgi vardır. Patronun ofisine
girip “Aman tanrım, sen harikasın! Her şey ne kadar da inanılmaz! Sen,
vav, nasıl bu kadar iyi olabiliyorsun! ” dediğinizi düşünün. Bu tabii ki
samimiyetsiz g.rünecektir.
İşe yarayacak olan, belirli bir davranışı seçip onunla ilgili kompliman
yapmaktır. Yine gidip şöyle dediğinizi düşünün: Şimdi, bunu yaptığınızda, belirli bir şeyi takdir ettiniz ve bu
samimiyetsiz görünmeyecektir. Ortalıkta dolaşıp gerçekten övgüye
değer olmayan şeyleri seçmek istemezsiniz: “Ah, dün bütün gün orada
sadece oturup benimle konuşmamanız harikaydı.” Hayır. Aslında
gerçekten de iyi yaptıkları ve size gerçekten yardımcı olan bir şeyi
seçin; bu şekilde söz konusu eyleme iltifat ettiğinizde süslü ve soyut
görünmez. Aksine son derece somut olur.
Bunu yaptığınızda, insanlar “Hey, bu kişi gerçekten yaptığımı fark etti.
Geçen hafta onlara verdiğim geribildirimin çok iyi olduğunu düşündüm
ve bunu fark ettiklerini görmek çok güzel. Bu çok uyanık biri” derler.
İltifatın çok etkili bir araç ve iletişim becerilerinin kritik bir parçası haline
geldiği yer burasıdır.
Birisinin size belirli bir konuda iltifat ettiği en son zamanı düşünün.
Belki de “Vay canına, sunuma eklediğiniz 3 ekstra çizelge gerçekten de
ürünümüzün değerini vurguladı… bu sunumda fark yaratan bir şey
oldu” demişti. Bu oldukça iyi hissettiriyor, değil mi? Tabii ki öyle.
Samimiyetsiz hissettirmiyor, çünkü son derece belirli. Şimdi de
yöneticiniz ve meslektaşlarınızın kendilerine benzer bir iltifat
yaptığınızda nasıl hissedeceğini düşünün.
Bu tür gönül okşamayı kullanmakla ilgili diğer harika şey, yüzünüze
sahte bir gülümseme yapıştırmak zorunda kalmamanızdır. Aslında,
birisi benim sunumumu son derece spesifik şekilde övüyorsa, yüz
ifadelerini pek fark etmem. Sözleri o kadar güçlüdür ki, bunları
söylerken hafifçe asık suratlı bile olsalar etkiyi yine de hissederim.
Öyleyse, her duygunuz ile ilgili numara yapmak yerine, işin içine biraz
iltifat katmaya odaklanın. Bu çevrenizdeki kişileri olumlu şekilde
etkileyecektir. İşiniz ile ilgili kendinizi harika hissetmek her zaman daha
iyidir, bu şekilde işyerinde duygularınızı taklit etmek zorunda kalmazsanız. Ancak fazlaca olumsuzluk hissetmeye başladığınızda, bu duyguların bir kısmını tersine çevirmek için iltifat etmeyi kullanın.
Orjinal makale:
https://www.forbes.com/sites/markmurphy/2017/06/29/rather-than-faking-your-emotions-at-workuse–this-flattery-technique-instead/#abadbdb63835