En düşük akıl hastalığı oranı güçlü yüz yüze sosyal ağları bulunan kişilerde görülüyor. Sarılma veya sırt sıvazlama bir kişinin sosyal stresini azaltıyor ve bunun karşılığında bedenin enfeksiyon ile savaşma gücünü artırıyor.
Göğüs kanseri olan kadınlar üzerinde yapılan bir araştırma sonunda geniş arkadaş ağı olan kişilerin zayıf sosyal bağları olanlara göre 4 kat daha fazla yaşama şansı olduğu ortaya çıktı. Hayatın başlarında oluşan sosyal temaslar daha sonrasında bizim hayatla baş etme gücümüzü artırıyor.
Yakın arkadaş grupları ile düzenli olarak buluşanlar tek başına bir hayat sürenlerden on beş yıl daha fazla yaşama eğilimi gösteriyor.
Dr. Ben Palmer, BAppSci (Hons) PhD, CEO, Genos International
Sık tekrarlanan yüz yüze kişisel etkileşimlerin ve yakın kişisel ilişkilerin daha uzun yaşamanıza egzersiz yapmak, iyi beslenmek, sigara ve içkiyi bırakmaktan daha büyük katkısı olduğunu biliyor muydunuz?
Susan Pinker Köy etkisi: Yüz Yüze İletişim Nasıl Bizi Daha Sağlıklı, Daha Mutlu ve Daha Akıllı Hale Getirebilir isimli yeni kitabında, bu sosyal faktörlerin uyku, diyet ve egzersiz gibi birçok fizyolojik faktörün faydalarını nasıl açık ara geride bıraktığını gösterecek şekilde sağlık, yaşlanma ve yüz yaşını aşmış kişilere ilişkin en yeni araştırmaları bir araya getiriyor. Yüz yüze iletişim ve yakın kişisel ilişkiler, güveni besleyen, stresi ve acıyı azaltan ve zevk uyandıran ve böylece daha uzun ve daha sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı olan nörotransmitterleri serbest bırakır.
Duygusal zeka alanında yapılan araştırmalar, duygusal zekamızın seviyesi ile ilişkilerimizin ve kişiler arası etkileşimlerimizin kalitesi arasında anlamlı ilişkiler olduğunu göstermiştir (örneğin, Smith, Heaven ve Ciarrochi, 2008’in çalışması). Daha uzun yaşamanızı sağlayan sadece yakın ilişkiler ve sosyal etkileşimlere sahip olmak değil, aynı zamanda onların kalitesidir. Daha fazla öz-farkındalık, daha fazla empati sergileyen ve kendi ve başkalarının duygularını yönetmede daha iyi olan insanlar, diğerleriyle daha kaliteli olmasının yanında daha uzun süreli ve daha güvenilir ilişkiler kurma eğilimindedirler. (örneğin; ilişkilerdeki insanların bize borç vermeleri, bizi doktora götürmeleri ve ihtiyaç duyulan zamanlarda bizim için orada olmaları daha olasıdır.)
Son zamanlarda, Worksafe Tasmania ve Tasmania Hükümetinin önemli bakanlıkları ile işbirliği içinde duygusal zeka düzeyleri, mesleki stres ve esneklik arasındaki ilişkiyi inceledik. Duygusal zeka modelimiz, insanların işyerinde başarıya katkıda bulunduğu bilinen altı duygusal zeka yetkinliğini ne kadar iyi gösterdiklerini ölçer. Yani:
1. Öz farkındalık: hissettiğiniz duyguların ve duygularınızın kararlar, davranışlar ve performans üzerindeki etkilerinin farkında olmak.
2. Diğerlerinin Farkındalığı: Diğerlerinin nasıl hissettiğini algılama, anlama ve kabul etme kapasitesi.
3. Özgünlük: nasıl hissettiğinizi açık ve etkili bir şekilde ifade etme, taahhütleri yerine getirme ve bu davranışı başkalarında teşvik etme kapasitesi.
4. Duygusal Muhakeme: Duygulara (kendi ve başkalarına ait) ilişkin bilgiyi etkin bir şekilde kullanma ve karar verirken diğer olgularla birleştirebilme kapasitesi.
5. Öz-Yönetim: Kişinin kendi ruh halini ve duygularını; zaman ve davranışlarını etkin şekilde yönetme; ve sürekli kendini geliştirme kapasitesi.
6. Olumlu Etki: Problem çözme, geri bildirim verme ve diğerlerinin çalışmalarını tanıma ve destekleme yoluyla diğerlerinin duygularını olumlu yönde etkileme kapasitesi.
Modelimizin tüm altı yetkinliğinin, mesleki stres ve esneklik ile anlamlı bir ilişki içinde olduğunu tespit ettik. Bu yetkinlikleri sergileyen kişiler, işyerinde daha az stresli ve daha esnek hissettiklerini belirttiler. Bu çalışmada ilginç olan ve Susan Pinker’in araştırmasıyla güzel şekilde bağlantı kuran, ‘Diğerlerinin Farkındalığı’ ve ‘Olumlu Etki’ gibi diğerleri ile ilgili becerilerin de en az, ‘Kendini Yönetme’ ve ‘Öz Farkındalık’ gibi kendi ile ilgili yetkinlikler kadar güçlü şekilde kişisel esneklik ve ne kadar stresli hissettiğiniz ile ilişkili olmasıydı.
Peki, bütün bunlardaki asıl mesaj nedir? Daha sağlıklı ve daha uzun yaşamak istiyorsanız, duygusal zekanızı geliştirin; muhtemelen yapabileceğiniz daha iyi bir şey yoktur. Bu sadece daha fazla ilişki kurmanıza yardımcı olmayacak, aynı zamanda onların kalitesini de artıracaktır. Empati ile ilgili olan ve diğerlerinin hissetme şeklini olumlu yönde etkileyen duygusal zekâ yetkinliklerine odaklanın. Diğerlerini nasıl duyuluyor, değer veriliyor, özen gösteriliyor, dinleniyor ve anlaşılıyor hissettireceğinize odaklanın. İnsanların olumsuz duygulardan daha olumlu olanlara geçmelerine ve stresli olaylara daha etkili yanıtlar bulmalarına yardımcı olma konusunda becerilerinizi geliştirin. İşletmemizin sloganı gibi, bu, sadece işiniz için oyun değiştiren değil, insanlarınız için hayat değiştiren olacaktır.