Linda Carroll, M.S Hacıyatmazlık[1]veya acı verici ve yıkıcı yaşam deneyimlerine (ve hatta felaketlere) dayanma kapasitemiz, bugün yaşadığımız belirsiz dünyada hiç olmadığı kadar önem kazanmaktadır.
Yaşama devam işlev bozukluğu, hayal kırıklığı, aşkta ve işte
yaşadığımız tahribat, her zaman yaşamımızın bir parçası olagelmiştir.
Ancak bu günlerde, günlük haber döngüsü hiç bitmeyen bir endişe ve
üzüntü bendi yaratıyor gibi görünüyor. Nispeten güvenli, aklı başında
ve öngörülebilir bir dünyada yaşadığımıza dair temel inancımız, en
dipten sarsıldı.
Bir noktayı netleştirmeme izin verin: Hacıyatmazlık, kendinizi k.tü
hissetmediğiniz veya derinden etkilenmediğiniz anlamına gelmez;
yaşamın getirdiği kayıplar ve acı ile baş edebildiğiniz, iyileşebildiğiniz
ve tekrar başarabildiğiniz anlamına gelir. Binlerce çalışma ve yıllar
süren araştırmalardan sonra, hacıyatmazlığın niteliği ile ilgili beş
önemli gerçek tespit ettik.
1. Hacıyatmazlık öğrenilebilir.
Acı verici bir olaydan sonra toparlanmanın birkaç bileşeni olduğunu
biliyoruz: Yaşam parçalara ayrıldığında bile kim olduğunuzu
hatırlamak, güçlü bir destek sistemine sahip olmak ve şu anda o kadar
da iyi olmasa bile yaşamın daha iyi olacağını hayal edebilmek.
Hacıyatmaz insanlar, buna ister insanlık, ister doğa diyelim, veya dini
bir adlandırma yapalım, kendimizden daha büyük bir şeyin parçası
olduğumuza inanırlar. Hacıyatmaz insanlar nasıl kırılmadan
eğileceklerini, nasıl yardım isteyeceklerini ve gerçekte kim olduklarının
onların (seçimleri dışında) başlarına gelen bir şey olmadığını nasıl
hatırlayacaklarını bilirler. Kendilerini acı ile hissizleştirmek yerine, acı
veren duygularını yönetmenin pozitif yollarını bulurlar: meditasyon,
egzersiz, doğru kişisel bakım, evcil hayvanlar, aile ve arkadaşlar ve
tutkularının peşinde koşma gibi.
2. Daha geniş bir sosyal taban ve destek sistemine sahip olmak
hacıyatmazlığı arttırır.
Yıllar önce, “süper çocuklar” fenomeni, ya da evde hayal edilebilecek
her türlü sorunu yaşamış olan ama hala başarmak için bir yol bulan
çocuklar üzerine çok şey yazılırdı. Hepsinin paylaştıkları nitelik,
yaşamlarında onlara inanan en az bir kişinin olmasıydı. Bu bir teyze, bir
koç ya da karşı evde yaşayan bir kadın olabilirdi, ama bu kişi onlara
ellerindeki zayıf kartlardan daha fazlası olduklarını hatırlattı. Araştırma,
daha iyi ilişkilere sahip insanların daha yüksek duygusal zekaya sahip
olduklarını, daha yaratıcı düşünebildiklerini ve yardım isteme
olasılıklarının daha yüksek olduğu teorisini desteklemeye devam
etmektedir. Bir topluluğun parçası olmak, aynı zamanda, dikkat edecek,
özen gösterecek başka insanlarımız olduğu anlamına gelir ve bize acı
çeken ve yeniden inşa olanın sadece kendimiz olmadığını hatırlatır.
3. Tüm duygularımızı ne kadar çok hissedersek, o kadar
hacıyatmaz oluruz.
“Olumlu olma” konusuna odaklanmak son zamanlarda çok fazla
vurgulandı, ancak bizler acı verici deneyimleri ve olumsuz olayları
hatırlamak üzere kodlandık. Korunmak için bu anılara ihtiyacımız var.
Ayrıca tüm duygularımıza da ihtiyacımız var. Bastırılan keder, öfke ve
korku hem psikolojik hem de fiziksel sorunlara yol açar.
Hacıyatmaz insanlar kayıplarının yasını yaşamayı, öfkelerini ve
korkularını ifade etmeyi ve bu duygulardan onları inkar etmekten
ziyade yaşayarak kurtulmayı bilirler. Bunu yaparak acı verici olayların
sunması gereken merhamet, bilgelik ve içsel gü. armağanlarını elde
etme yollarını kucaklayabilirler.
4. Hacıyatmaz insanlar, kayıp ve acıya karşı insani tepkilerini
reddetmezler.
Hayal edilmesi zor kayıplardan, öğrenilmiş bilgelik ve ruh
derinleşmesiyle çıkan birçok kahraman hikayesini biliyoruz. Bu
deneyimlerden neredeyse gülümseyerek geçtiklerini düşünmek
kolaydır. Bu elbette doğru değildir ve vazgeçmeyi düşünmek,
iyileşebileceğinden şüphe duymak ve tekrar üzüntü ve uykusuzluğun
olmadığı bir gece olup olmayacağını merak etmek normaldir. Her
türden doğum ve .lüm süreci, dayanılmaz derecede acı veren anlar,
tükenme ve iyileşeceğinize dair geçici inanç kayıplarıyla doludur.
Hacıyatmaz insanlar bunu bütünün bir parçası olarak kabul edebilir ve
ne zaman telefona uzanacaklarını, ilham verici bir kitaba sarılacaklarını
veya spor salonuna gideceklerini bilirler. Bunu, yardım edecek gibi
görünmediğinde bile yaparlar.
5. Evet, hacıyatmazlığınızı geliştirebilirsiniz.
Hacıyatmazlığı geliştiren ve katkıda bulunan niteliklerin birçoğunu
belirlediğimizden, hepimiz bu özellikleri büyütmek, öğrenmek ve
uygulamak için yollar bulabiliriz. Stres ve zorluklar ortadan
kalkmayacak, ancak etkilerini hafifletme kapasitemiz büyüyebilir. Her
birimiz üzüntü ve kayıp hissetmeyi, ancak bunların kim olduğumuzu
tanımlamalarına izin vermemeyi, acı verici olaylardan sonra
hayatlarımızı yeniden inşa etmeyi ve daha mutlu ve sağlıklı yaşamlar
yaşamayı öğrenebiliriz.
Kapanışı bulamadığımızda; yara izleri kimliğimizin bir parçası haline
gelir. Yazar Daniel Gottlieb’in dediği gibi, “kalplerimizde bu olur.
Delikler ortadan kaybolmaz, ancak yara dokusu büyür ve kim
olduğumuzun bir parçası olur. Kalplerimiz büyüdük.e ve yara
dokusunun o kadar da çirkin olmadığını öğrendikçe, dayanılmaz
olduğunu düşündüğümüz şeyleri içimizde barındırırız. Ve kazandığımız
bilgeliğin, bildiğimiz kayıplar, hatta taşıması imkansız gibi görünenler
olmadan mümkün olamayacağını fark ederiz. ”